Özgür Uzun'un Sanat Yolculuğu
1977 doğumlu Özgür Uzun, 2010 yılında anne ve babasını kaybettikten sonra kurumsal işinden ayrılarak İzmir Urla'ya yerleşti. Zamanını kitap okuyarak ve balık tutarak geçirirken, ev arkadaşının "Neden eskisi gibi resimle uğraşmıyorsun?" demesiyle içindeki sanat aşkı yeniden canlandı. Hastalıklarla geçen onca yıl ve iş yükü nedeniyle uzun süredir sadece günlüğüne karalamalar yapan Uzun, ev arkadaşının önerisiyle taşlara resim yapmaya başladı. Akrilik boyalarla Urlada yol kenarlarında bulduğu çiçeklerin resimlerini taşlara çizen Uzun, bir süre bu taşları otobüs duraklarındaki banklara bıraktı; birilerinin bu taşları bulup evine götürmesini istedi.
Daha sonra, çocukken babasının Bingöl’de kendisini götürdüğü bir restorandan esinlenerek "Yola Dair" adlı Instagram hesabını kurdu. Restoranın duvarında bir yol, yolun başında bir bebek ve yolun sonunda ise bir ihtiyarın resmedildiği bir tablo vardı. Bu tablo, hayatın başlangıcı ve sonunu, yolculuğun önemini simgeliyordu. Uzun da Instagram hesabında yaptığı resimlerin fotoğraflarını paylaşmaya başladı. Yıllar içinde, hayatın getirdiklerini geride bırakıp yeni fırsatları kucaklarken, çocukluk hayalini gerçekleştirmeye karar verdi: ressam olmak. Uzun zamandır yokluğunu çektiği bir bağımlılık gibi her türlü boya ve tekniği denemeye başladı.
Seferis'in dediği gibi, "zeytin ağaçlarının köklerince kök salmış sözcükleri" arama zamanıydı şimdi. Aruoba'nın sözünü ettiği varoluş bilinci içinde hissederek üretmek ve yaptığı resimlerde çoğalmak istiyordu. Yol onu sonunda Silivri'ye getirdi. Şimdi burada, Kırmızı Sanat Evi'nin bir bireyi olarak resim çalışmalarına devam ediyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.
Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.