Sema Kökün'ün taş baskı ile tanışması, anneannesine ait eski bir sandıkta saklı geleneksel Türk motiflerine sahip ahşap kalıp bulmasıyla başlayan tesadüfi bir keşifle oldu. 1917'de Üsküp'ten gelen bu büyüleyici buluntu, içinde yatan sanatın tohumlarını atarak onu taş baskı dünyasına doğru heyecan verici bir yolculuğa çıkardı.
Çeşitli kitaplar okuyarak ve kurslara katılarak taş baskı hakkında derinlemesine bilgi edinen Kökün, merakının onu Türkiye'nin önemli el sanatı merkezlerinden biri olan Tokat'a kadar götürmesini sağladı. Burada dönemin usta sanatçılarından dersler alarak taş baskı kalıpları hazırlama, doğal boyalar kullanma ve farklı kumaş türleriyle çalışma konusunda deneyim kazandı. Her bir motifin kendine özgü hikayesi ve kültürel önemi, Kökün'ün bu sanat dalının tarihçesi ve coğrafi işaretleri üzerine daha fazla araştırma yapmasına vesile oldu.
Yıllar süren emek ve deneyimini bugün "Kırmızı Sanat Evi" aracılığıyla geleneksel el sanatlarına ilgi duyan herkesle paylaşan Sema Kökün, taş baskının unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerini gün yüzüne çıkarıyor. Onun çalışmaları, sadece bir sanat eseri olmaktan öte, Türk kültürünün zengin dokusunu ve geçmişini gelecek nesillere aktarma misyonunu taşıyor.